Single Leg Squat Nedir? Hayatımda Yeri
Bugün, kayıtsızca yazdım buraya, çünkü anlatmak istiyorum. Birkaç hafta önce, Kayseri’nin soğuk sokaklarında yürürken, kendimi öylesine hissediyordum ki, sanki bütün dünya başıma yıkılmış gibi. Evet, bazen ruh halim de bu kadar çalkantılı olabiliyor. Hani dışarıda kar yağıyor, senin kafanda milyonlarca düşünce… Bir yandan eski dostlarınla konuşmak, diğer yandan tüm hayal kırıklıklarını içimde biriktirmek… Ama içimdeki bir şey var, bir güç, bir dürtü. Bir şeyin peşinden gitmem gerektiğini söylüyor. O gün, bu dürtü beni başka bir şeye yönlendirdi: Single leg squat.
Bir arkadaşım spor yapmaya başlamamı önerdiğinde, “Hadi gel bir deneyelim” demişti. O anda “Bu ne ki şimdi?” diye düşünmüştüm. Hani bir hareketi yaparsın ve o kadar basittir ki, ne kadar zorluk çıkarabileceğini bilemezsin. Ama işte o an, o hareketi yapmayı kafama koyduğumda, aslında bunun sadece bir egzersiz değil, çok daha fazlası olduğunu fark ettim.
Başlangıç: İlk Adımlar ve Umut
Birkaç gün sonra, spor salonuna gittim. Hiç bilmediğim bir dünyaya adım atıyordum. İlk başta biraz utanmıştım, çünkü etrafımda insanlar oldukça yetenekli görünüyordu. O gün, Single leg squat’ı deneyeceğimi söyledim. Bunu yapmanın ne kadar zor olacağını o kadar tahmin edemedim ki… Hani bir hareketi yapmak basit gibi gelir ya, işte o an, bacaklarımın ne kadar güçsüz olduğunu fark ettim.
İlk denememde, bir bacağımla çömelmeye çalıştım, ama tutunacak hiçbir yer bulamıyordum. Hızla düştüm. Bacaklarım titriyordu, o kadar korktum ki… “Ben bunu nasıl yapacağım?” diye içimden düşündüm. Hayal kırıklığı sardı dört bir yanımı. Her şeyin bu kadar basit gözüküp, benim bu kadar zorlanmamı anlamadım. İçimdeki insan bana, “Belki de senin için uygun değil,” diyor, ama içimdeki diğer taraf “Hadi bir daha dene, belki bu sefer olur,” diye sesleniyor.
Başarıya Giden Yol: Sabır ve Çaba
O gün bir süre oturup düşündüm. “Neden bu kadar zor?” diye soruyordum. Ve sonra fark ettim ki, belki de hayatımda hep kolay yollardan gitmeye alışmışım. Her şeyin kolayca yapılabileceğini düşünmüşüm. Ama single leg squat sadece fiziksel bir hareket değil, aynı zamanda bir metafor, bir simgeydi. İçsel gücümü, sabrımı, kararlılığımı test eden bir şey.
Birkaç gün boyunca, her gün 5-6 kez denedim. Her defasında bacaklarım daha fazla titriyor, dengeyi sağlamakta zorlanıyordum. Ama bir yandan da, belki de bu kadar güçsüz olmamın bir anlamı vardı. Her seferinde biraz daha güçlü oluyordum, ve o sabah, sonunda tek bacakla çömelebildiğimi fark ettiğimde, içimde patlayan bir sevinç vardı.
İlk başta, “Neden bu kadar önemsedim?” diye düşündüm. Ama sonra, aslında bu hareketin beni çok şey öğrettiğini fark ettim. Single leg squat, hayatta sadece fiziksel değil, duygusal ve psikolojik dayanıklılığı da sınayan bir hareketti. Hani, bazen düşeriz ya, ama yeniden kalkıp ayağa kalkmak gerekir. İşte tam olarak böyle bir şey.
Güçlü Hissetmek: Hayatla Yüzleşmek
O gün, spor salonunda tek bacakla çömelirken, aslında hayatla yüzleşiyordum. Her şey ne kadar kolay gözükse de, bir anda düşmek ya da başarısız olmak hepimizin korkusudur. Ama bir şeyi başarmanın sırrı, düştüğümüzde tekrar kalkmakta saklı.
Bunu sadece fiziksel bir hareket olarak görmemek lazım. Hayat da tıpkı bu hareket gibi; her şeyin yolunda gitmesini beklerken, bir anda bacaklarımızın titrediğini hissediyoruz. Bir anda yere düşüyoruz ve kalkmak zor geliyor. Ama işte o an, o zorlukları aşmak, hayatın bize sunduğu her engeli aşmak gerekiyor.
Single leg squat gibi, insanın ne kadar güçsüz olduğunu ve ne kadar dayanıklı olabileceğini öğreten bir hareketi yaparken, insanın zihninde sadece kaslar değil, duygular da çalışıyor. Hayatın her alanında olduğu gibi… Ne kadar başarısız olursak olalım, tekrar kalkmaya çalışmalıyız.
Sonuç: Zorluklar ve Yeni Başlangıçlar
Bu yazıyı yazarken, o günden aklımda kalan duyguları tekrar hissediyorum. O zaman düşmüştüm ama şimdi daha güçlüyüm. Single leg squat, bana sadece bir egzersiz değil, hayatın ne kadar zorlayıcı olduğunu ama bir o kadar da öğretici olduğunu hatırlattı. Başarmanın sırrı, düşerken öğrendiklerimizde gizli.
O yüzden, eğer hayatta bir şeyleri başaramadığını hissediyorsan, belki de tek ihtiyacın olan şey, bir adım daha atmak. Bir bacağınla düşüp, diğerini kullanarak yeniden ayağa kalkmak. Çünkü gerçek başarı, düştüğümüzde bile devam edebilme cesaretini bulmakta.